14 Aralık 2014 Pazar

STANDART

Güzel bir film vardı Nejat İşler’in oynadığı, amcam soruyor “hayat nasıl gidiyor?” “standart” diye cevap veriyor.
Bu standart mevzusu son zamanlarda iyiden iyiye keyfimi kaçırmaya, yaptığım işleri sorgulamama sebep olmaya başladı.  O kadar net bir kıskaç altına girmişiz ki bir şey yapmaya kalksak önümüze bir şeylerin standartını getiriyorlar. “ öyle olmaz standart böyle bla bla bla.
Mesela en çok Hezarfen Çelebi’ye imreniyorum. Bilgi aldığı kaynakları vardı ama bir standart değildi. Hiç kimse , hiç bir şey ona böyle yapamazsın diyemiyordu. İllaki ayakbağı, köstekleri olmuştur ama kimse kanadını 105 derece açı ile yapmazsan uçamazsın ,uçmana izin vermeyiz demiyordu. Hezarfen kendine o kadar güveniyordu ki yaptığı araçla ölümü göze alabiliyordu.
(Bu arada yazıyı yazarken bir iki araştırma yaptım ve göğsümü kabartacak bir yazı ile karşılaştım.” İlk uçma denemelerinde, 10. yüzyıl Müslüman Türk alimlerinden İsmail Cevheri'den ilham almıştır. Cevheri'nin bulgularını iyice inceleyen ve öğrenen Çelebi, kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının dayanıklılık derecesini ölçmek için, Okmeydanı'nda deneyler yapmıştır. Ayrıca,Leonardo Da Vinci'nin uçma konusundaki çalışmalarında kendinden çok önce bu konuda deneyler yapan İsmail Cevheri'den ilham aldığı sanılmaktadır.” Neden gurur duyduğumu anlamışsınızdır. Amerika’nın keşfi gibi ilk uçuş düşünceleri de Müslümanlarda vuku bulmuş. Kaynak wikipedia
Şimdi bunu birine anlatıyor olsam kesin ne anlattığımı unutmuştum öyle de bir adamım. Allahtan boşa demiyorlar söz uçar, yazı kalır.
Ürün tasarlarken ,üretirken şu resti çekemiyoruz, sikerim standartını , bunu ben yaptım bu bozulmaz alıp rahatlıkla kullanabilirsiniz. Tabi sikerim standartı diyebilmek için, gereken ufak tefek bazı duygu ve değerler var bunlardan biri özgüven bir diğeri ise etik. Maalesef aile de aldığımız terbiye ile özgüveni , çevreden aldığımız etkileşimle de etik değerlerimizi kaybetmiş bulunuyoruz. Biri büyük , biri küçük örnekle açıklamak istiyorum .
Çocuk hayal kuruyor ailesine anlatıyor . İlk tepki geliyor olmaz , ayıp , komşular eş dost ne der acaba. Özgüven sıfır.
İkincisi daha vahim devletin bakanı çıkıyor “ufak tefek hırsızlıklar olabilir” diyor. Peki sana ufak gelen bana bol geliyorsa.
Çocukluk hayalleri deyince yine aklıma bir şey geldi : ) ilkokul 3 ya da 4 emin değilim. Osuruğun yandığını  hasbelkader bir şekilde öğrendim ve kafamda tasarımlar yapmaya başladım. Anneme gidip osurukla çalışan araba yapacağım dediğimde hayrete düşmüştü. Annemin  buluşumu babama anlatırken, konuşmasını duymuştum ve çok utanmıştım . Herhalde annem deli olduğumu düşünüyordu. O günden beridir kimse ile zihnimden geçenleri paylaşmıyorum. Ama biyoyakıt( bir nevi osurk) ile enerji üretim tesisleri de kurulmuş durumda
Araba tasarımıma gelince koltuğun deliği olacaktı yani göte denk gelecekti işin özeti osurunca çıkan gazlar birikecekti. Sonra düşündüm kendi kendime ulan her zaman herkesin osuruğu olmayabilir e o vakit bir çözüm bulmak gerekiyordu. Komşu komşunun götüne muhtaçtır felsefesi ile beynimde komün yaşamın ilk tohumlarını atmış oldum. Beynimde oluşturduğum Osurukla çalışan toplu taşıma aracım da çok havalıydı.
Düşünüp hayata geçirememiş olduğum buluştan anlıyorum ki ben batılı bir düşünce yapısına sahip değilim. Eğer batılı düşünce yapısına sahip olmuş olsa idim , çıkan gazla ulaşım yerine savaşmayı hayal ederdim sonra da standartlaştırırdım ülkenizde en fazla 50 birimlik osuruk gücü barındırabilirisiniz , ithl edecekseniz yerli malı osuruk kullanmazsınız , alsanız da almasanız da 50 birimlik osuruk gücününü bedelini ödersiniz ama kesinlikle yerli götten çıkmış osuruğu kullanamazsınız çünkü çok tehlikeli ,standarta aykırı. Manşet “OSURUK BOMBASI BİNLERCE CAN ALDI”,”DEVLETLER ARASINDA YAPILAN ANLAŞMALARDA OSURUK BOMBASININ ARTIK SAVAŞLARDA KULLANILMAYACAĞI ……”


İkinci dünya savaşından sonra toplum olarak hiç birşeyi beceremeyeceğimiz fikri Marshall Planı dahilinde  beynimize öyle bir işlenmişti ki  birşeyler üretmek yerine üretenin savunucusu olduk. Üretim fabrikalarımız kapatıp montaj sahasına dönmüştürdük. Şimdilerde Samsung mu iphone mu bu tartışmalar yapılıyor. Etrafımda samsung mu iphone mu diye tartışılırken ciddi anlamda suratlarına karşı ananızın .m. diyesim geliyor .




Beni bu konu ile ilgili en çok mutlu edense çok sevgili hemşerilerimin standart , kural tanımadan yaptığı işler. 





AMCANIN KOLTUKTA OTURURKEN YAŞADAĞI GURUR PAHABİÇİLMEZ

1 yorum:

  1. Standarttan uzak bir yazi olmus, senin kaleminden yazildigi bu kadar mi belli olur, imzani atmissin yani :)) Meraklanarak okudum, ellerine saglik

    YanıtlaSil